Antik kalıntılar, ufalanan taş yapıları ve gizemli kökenleriyle her zaman insanoğlunun hayal gücünü büyülemiştir. Yunanistan’daki Olimpos Zeus tapınağın sütunlarından Mısır’daki görkemli piramitlere kadar, bu kalıntılar nasıl inşa edildiklerini, kim tarafından yapıldığını ve ne gibi sırları barındırdığı gibi sorularla merakımızı kamçıladı. Ancak bazı kalıntılar, henüz tam anlaşılmamış gizemleri ve sırları ile tipik sorunun ötesine geçmektedir.
Kaynak: https://list25.com/25-ancient-ruins-w…
1. Olimpos Zeus Tapınağı
Olimpos Zeus Tapınağı, yer alan Yunan mitolojisinde tanrıların kralı olan Zeus’a atfedilen bir yapıdır ve Atina bölgesinde yer alır. Antik dünyanın en büyük tapınaklardan birisidir. Ne yazık ki, zaman içinde tahribata uğramıştır ve orijinal parçaların bir çoğu tarihe karışmıştır. Bazı tarihçiler tapınağın altın ve fildişi ile yapılmış bir Zeus heykelinin içerdiğini inanırken diğerleri gizli oda veya geçit olduğunu düşünür. Fakat bu teoriler tamamen spekülatif olup bu görüşleri destekleyecek herhangi gibi bir kanıt yoktur.
2. Puma Punku, Bolivia
Puma Punku, Bolivya’da bulunan bir dizi kalıntıdır. Muhtemelen bir antik medeniyeti olan Tiwanakü Kültürü tarafından 7.yüzyıl civarında yapılmıştır. Alan, bazı insanların ileri antik teknoloji ve hatta yapımında dünya dışı katılım olasılığı hakkında düşünmesine sebep veren hassas taş mimarisi ve karmaşık oymalarıyla bilinir.
3. Tulum, Meksika
Tulum, Meksika’nın Karayip kıyılarında bulunan antik bir Maya şehridir. Şehir Maya Medeniyetin Post klasik döneminde yapılmıştır ve önemli bir kıyı ticareti ve dini merkezdi. Tulum Karayıp Denizine açılan muhteşem manzarası ve iyi korunmuş surları ile meşhurdur. Büyük bir liman ve ticaret merkeziydi ama şehir nasıl ele geçirildiği ve farklı mimari yapılar ve dini uygulamaların bir arada nasıl bir arada var olduğu hala bir sır olarak kalmakta.
4. Angkor Vat
Angkor Vat Kolombiya’da bulunan bir tapınaktır. Milattan sonra 12. yüzyılda inşa edilmiştir ve dünyanın en büyük dini anıtıdır. Başlangıçta tanrı Vişnu’ya adanmış bir Hindu tapınağı olarak inşa edilmişse de daha sonra bir Budist tapınağına dönüştürülmüştür. Tapınak karışık oymaları ve Hindu mitolojisindeki hikayeleri tasvir eden ve duvarlarını kaplayan detaylı kabartmaları ile bilinir. Bilinmeyen bir nedenden dolayı, tapınak 15 yüzyılda terk edilmiş ve 19. yüzyılda keşfedilene kadar orman tarafından kaplanmıştır.
5. The Anuradhapura
Anuradhapura Sinhalalar medeniyetinin önemli bir ekonomik, dini ve siyasi bir merkezi olan antik bir şehirdir. Sri Lanka’nın 1300 yıldan fazla bir süre boyunca başkentliğini yapmıştır ve bu süre zarfında Budizm’in ana merkezi olmuştur. Şehir milattan sonra 12. yüzyılda terk edilmiş ve orman tarafından yavaş yavaş kaplanmıştır.
6. Maya Şehri Tikal
Tikal Guatemala’nın yağmur ormanında konumlanan bir antik kenttir. Maya Medeniyetinin en güçlü şehirlerinden biri olup ticaretin, siyasetin ve dinin ana merkeziydi. Tikal milattan sonra 10. yüzyılda terk edilmiş ve yüzyıllar boyunca tarih sahnesinden silinmiştir. Bu antik kentin kalıntıları 1848 yılına kadar keşfedilememiştir.
7. Pompei
Pompei şehri, Vezüv Yanardağı’nın M.S. 79 yılındaki patlaması sonucunda kül ve pomzaya gömülen antik bir Roma şehridir. Şehir yüzyıllar boyunca korunmuştur ve günlük şehrine benzersiz bir anlayış sağlamakta. Ayrıca şehir, bir sürü tiyatrosu ve hamamlarıyla bir eğlence merkeziydi. 18 yüzyılda yeniden keşfedildiğinden beri kazılar ; freskler, mozaikler, ve heykeller dahil olmak üzere bir sürü gizli sırları aydınlığa kavuşturdu.
8. Nan Madol
Nan Madol, Pasifik Okyanusu’nda Mikronezya birleşmiş Devletleri’ndeki Pohnpei adasında bulunan antik bir arkeolojik alandır. Alan devasa taşları kullanarak yapılmış yapay adalardan oluşmaktadır ve milattan sonra 12 ila 13. yüzyılda yapıldığına inanılır.
Arkeologlar, Nan Model’in İnşasında yüksek bir örgütlenme ve mühendislik becerilerine gerektirildiğine inanırlar. Yapıda kullanılan taşlar uzak bir adadan çıkarılmış, ardından inşaat alanına nakledilmiş ve sonunda harç kullanmadan hassas bir şekilde yerleştirilmiştir. Gerçekten bunu nasıl başarmışlar? Akıllara zarar.
9. Yazıtlar Tapınağı
Yazıtlar Tapınağı, Meksika’nın Palenque şehrinde konumlanan bir Maya kentidir. Milattan sonra 600 yılında inşa edilmiştir ve oymaları ile Antik Maya’nın gizemli kültürü ve tarihi hakkında bir fikir veren yazıtları dahil olmak üzere ayrıntılı dekorasyonlarıyla bilinir. Tapınak ayrıca, aydınlatılması beklenen birçok gizemi içinde barındıran ve tamamen çevrilemeyen bazı yazıtlar ile hala çözülememiş semboller içerir.
10. Karnak Tapınağı
Karnak Tapınağı, Mısır’ın Luksor şehrinde bulunan antik bir tapınaktır. Orta Krallık döneminden Batlamyus dönemine kadar 2000 yıl boyunca inşa edilmiş ve tanrı Amun’a adanmıştır. Bu tapınak Mısır’da en çok ziyaret edilen ve en etkileyici antik alanlardan biridir.
Karnak aslında küçük bir mabet olarak inşa edilmişti ama sonra Antik Mısırın en büyük tapınak biri olmak amacıyla yüzyıllar boyunca genişledi. Bu Tapınağın diniden ziyade siyasi bir tapınağın merkezi olduğuna ve Amon’un yüksek rahiplerinin ikametgâhı son olarak dini ayinler ve ritüellerin yapıldığı yer olduğuna inanılır.
11. Güneş tapınağı
Coricancha olarak da bilinen Güneş Tapınağı Peru’nun Cusco şehrinde konumlanan önemli bir İnka tapınağıdır. Tapınak güneş tanrısı İnti’ye tapmak için adanmıştır ve İnka İmparatorluğunun en önemli siyasi ve dini merkezlerinden biri olarak kabul ediliyordu. Tapınak 16. yüzyılda İspanyol istilacılar tarafından yıkılmıştır, fakat orijinal İnka taş işçiliğinin bir kısmı tapınağın alanına inşa edilen Santo Domingo kilisesinin temellerinde hala görülebilmektedir. Tapınak, İspanyollar tarafından kaldırılan ve günümüzde hala kaybolan İnka İmparatorların çürümüş mumyalarına ev sahipliği yapmaktaydı.
12. Efes Artemis Tapınağı
Diana Tapınağı olarak da bilinene Artemis Tapınağı, Antik Dünyanın 7 Harikalarından biridir ve günümüz Türkiye’sindeki Efes kentindeydi. Tapınak tanrı Artemis’in onuruna yapılmıştır ve antik dünyanın en etkileyici mimarilerden biri olmuştur.
Orijinal tapınak M.Ö. 6. yüzyılda inşa edilmiş, ancak yüzyıllar boyunca birkaç kez yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Tapınak en sonunda MS 3. yüzyılda Gotlar tarafından yıkılmış ve orijinal yapıdan geriye çok az şey kalmıştır. Tapınağın görülebilen tek kalıntısı birkaç temel taşı ve tek bir sütundur.
13. Göbekli Tepe
Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde konumlanan Göbekli Tepe antik arkeolojik bir alandır. Alanda, yaklaşık 11.000 yıl önce, Çanak Çömlek Öncesi Neolitik dönemde inşa edilmiş bir dizi megalitik yapı ve taş çember bulunmaktadır. Bu Göbekli Tepeyi dünyanın en eski insan eli ile yapılmış yapıdır.
Arkeologlar Göbekli Tepe’nin muhtemelen atalara tapınma veya gök tanrılarına tapınma ile ilgili dini ritüeller için kullanılan kutsal bir alan olduğuna inanmaktadır. Böylesine erken bir uygarlığın böyle bir anıtsal bir mimari inşa edebilmiş olması önemli bir keşiftir ve daha önceki insan gelişimi teorilerine meydan okumaktadır.
14. Yonaguni Anıtı
Yonaguni Anıtı, Japonya’nın Yonaguni adasındaki kıyıda bulunan su altı bir kaya formasyonudur. Tektonik yükselme, Erozyon gibi doğal süreçler tarafından oluşturulduğuna inanılmaktadır, ancak bazı araştırmacılar bunun eski bir insan yapımı olduğunu öne sürmüştür. Fakat bunun insan yapımı olduğu hakkında herhangi bir teori yok.
15. Çin Seddi
Görkemli Çin Seddi göçebe guruplardan gelen istilalardan korunmak için Çin’in tarihi kuzey sınırı boyunca inşa edilen bir dizi surdur. Yüzyıllar boyunca inşa edilmiş olup, en eski bölümleri M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanmaktadır. İnsanlık tarihinin en büyük mühendislik başarılarından biri olarak kabul edilmektedir.
Bir çok İnsanın düşündüğünün aksine Çin seddi, aralıksız tek bir surdan oluşmuyor aksine bir çok farklı Çin hanedanlığı tarafından zaman içerisinde inşa edilen bir dizi sur ve duvarlardır. Yüzyıllar boyunca birçok kez inşa edilmiş, genişletilmiş ve yeniden inşa edilmiştir.
16. Chichén Itzá
Chichen İtza milattan sonra 7. veya 10. yüzyıl arasında inşa edilmiş olup Meksika’nın penisula eyaletinde yer alan eski bir Maya kentidir. Kent, etkileyici mimarisi dahil olmak üzere Kukulcan tapınağı, Büyük Top Sahası, Gözlemevi yanı sıra gelişmiş astronomi ve matematik bilgisiyle bilinir.
17. Petra Şehri
Petra Şehri, milattan önce 4. yüzyıl ile milattan sonra 1. yüzyıl arasında Nebatiler tarafından günümüz Ürdün sınırları içinde inşa edilmiştir. Şehir taş kesim mimarisi, hazinesi, manastırı ve Kraliyet mezarlığı ile ünlüdür ki bunlar kumtaşı kayalıklarına oyulmuştur. Şehir, güçlü ve zengin bir medeniyetin merkeziydi ama kentin dini veya idari bir merkez olduğu bilinmemekte. Petra’daki İnşaatların ve mezarlıkların çoğu hala çözülmemiş olan antik Nebati dilinde yazıtlar bulunmaktadır.
18. Knossos Sarayı
Knossos Sarayı, Girit, Yunanistan’da bulunan antik bir Minos sarayıdır. M.Ö. 2000 yıllarında inşa edilmiştir ve Minos uygarlığının en büyük ve en özenli sarayıdır. Sarayın Bronz Çağı boyunca adadaki siyasi, ekonomik ve dini gücün merkezi olduğuna inanılmaktadır. Saray defalarca kez yıkılıp yeniden inşa edildiği için orijinal tasarımını ve amacını belirlemek zordur. Saray efsanevi kral Minos’un evi olduğuna inanırlar ki bu, Yunan mitolojisine göre, Boğa başlı kuyruklu ve insan vücutlu bir yaratık olan canavar Minotaur’u tutmak için bir labirent yaptırtmıştır.
19. Nazca Cizgileri
Nazca Çizgileri, Peru’nun güneyindeki Nazca Çölü’nde yer alan antik geogliflerden oluşan bir koleksiyondur. Milattan önce 200 yüzyıl ile milattan sonra 600 yüzyıl arasında yapılmış geometri şekilleri, bitkileri ve hayvanları tasvir eden yüzlerce büyük tasarımlardan oluşmakta. Nazca Çizgelerin amacı bilinmemekte ama muhtemelen tanrıları ile iletişime geçmek için yapıldığı tahmin edilen bir dini ritüeldir.
Nazca Çizgileri’ni büyüleyici kılan şey, en iyi havadan görülebilmeleridir. Antik Nazca halkının havadan gözlem olmadan bu kadar hassas tasarımlar yaratamayacağına inanılıyor.
Bugüne kadar Nasca Çizgileri bir bilmecedir çünkü bu toplum ne yazık ki yazma sistemleri yoktur ve böyle devası bir tasarımı gelişmiş teknoloji olmadan titizlikle çizmesi belli değildir.
20. Moai Heykelleri
Şili’de bulunan Paskalya Adası’nın Moai’leri, milattan sonra 1250 ve 1500 yıllar arasında Rapa Nui halkı tarafından oyulan yaklaşık 887 kilo ağırlığında taş koleksiyon heykellerden oluşan bir koleksiyondur. Moai’ler büyük kafaları ve uzun kulakları olan yekpare insan figürleridir ve ahu adı verilen taş platformlar üzerinde durmaktadırlar.
21. Toprak Askerler
Toprak Askerler, M.Ö 210-209 yıllarında ilk Çin imparatorluğu olan Shi Huang ile birlikte gömülmüş binlerce gerçek insan boyutunda olan toprak figürlerle beraber gömülmüş bir koleksiyondur. Atlardan, askerlerden ve diğer figürlerden oluşan figürler, Çin’in Xİ’an kentinin Lington Bölgesi’nde 1970 yıllarında bir çiftçi tarafından keşfedilmiştir. Toprak Askerleri, imparatoru öbür dünyada korumak için yaratıldığına ve figürlerin gerçek ordusunun bir temsili olduğuna dair bir teori vardır.
22. Kolezyum
Kolezyum, MS 1. yüzyılda Roma’da inşa edilmiş oval şekilli bir arenaydı. Gladyatör savaşları, hayvan avları, sahte deniz savaşları ve halka açık infazlar da dahil olmak üzere çeşitli halk gösterileri için kullanılmıştır. Kolezyum, bu etkinlikleri sahnelemek için kullanılan karmaşık bir yeraltı tünelleri ve odaları sistemine sahipti. Yeraltı bölgesi, koridorlar, merdivenler ve odalardan oluşan iki seviyeli bir yeraltı ağı olan hypogeum olarak adlandırılıyordu. Gladyatörler, hayvanlar, mahkumlar ve diğer göstericileri arenaya çıkarmadan önce kullanırdı. Hypogeum ayrıca sahne esnasında özel etki yaratmak için timsahlar, tuzak kapısı ve çarık gibi kullanırdı.
23. Stonehenge
İngiltere’de konumlanan Stonehenge, güneş ve ayın hareketlerin sıralamak için belirli bir model üzerine düzenlenmiştir. Stonehenge’deki taş diziliminin tam amacı ve anlamı uzmanlar tarafından hala tartışılmaktadır, ancak taşların güneş ve ayın hareketlerine göre sıralanması için belirli konumlara yerleştirildiğine inanılmaktadır. Bazı teoriler buranın dini veya törensel öneme sahip bir yer olarak kullanıldığını öne sürerken, diğerleri astronomik bir gözlemevi veya takvim olarak hizmet verdiğini öne sürmektedir.
24. Machu Picchu
Machu Picchu, 15. yüzyılda Peru’nun And Dağlarında yer alan bir İnka sığınağıdır. Sığınağı’n amacı gerçek amacı hala bir gizem kalmakta ve bunu aydınlığa kavuşturmak için bir çok teori ortaya atıldı. Bazılarına göre, Machu Picchu İnka imparatoru için yapılan yazlık konut olarak inşa edilmiş bir kraliyet konağıdır. Bu teori birçok lüks bina, plaza ve terasın varlığıyla desteklenmektedir.
Diğerleri için Machu Picchu, dini törenler ve ritüeller için kullanılan kutsal bir dini alan olabilirdi. Bu teori, Güneş Tapınağı, Intihuatana taşı ve Üç Pencere Tapınağı da dahil olmak üzere çeşitli dini yapıların varlığıyla desteklenmektedir.
Ancak bazı araştırmacılar Machu Picchu’nun İnka imparatorluğunu işgalcilerden korumak için inşa edilmiş bir savunma kalesi olduğuna inanmaktadır. Bu teori, alanın stratejik konumu ve duvarlar ile kulelerin varlığıyla desteklenmektedir.
Belki de bunların birleşimidir, kim bilir?
25. Büyük Giza Piramidi
Giza Piramidi Mısır’da bulunan antik bir yapıdır. Bu Piramidin odaları ve geçitleri birçok akademisyen ve araştırmacı tarafından keşfedilmiş ve incelenmiş olsa da, bu antik mezar kompleksi hala birçok sırrı barındırmaktadır.
Akademisyenler piramitlerin tam olarak hangi yıllarda inşa edildiğini hala tartışmaktadır ve nasıl inşa edildikleri hakkında çok az şey bilinmektedir.
Kusursuz Her biri 80 kilogram ağırlığında olan devasa kireçtaşı bloglarla inşa edilmiş olan piramitlerin yapımında kullanılan kusursuz yöntemler hala bir gizemini korumaktadır. Ayrıca piramitlerde bulunan hiyeroglifler tam anlamıyla çevrilmedi ve piramitleri yapmasını emreden firavunlar ya da piramidin amacı hakkında daha fazla bilgiyi açığa çıkarabilir.