Murat Kurum, 15 Mayıs Dünya İklim Günü nedeniyle sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Son yıllarda karşı karşıya kaldığımız ve tüm insanlığı derinden etkileyen iklim krizi, ani ve aşırı hava olayları, orman yangınları, sel ve kuraklık gibi birçok afete neden olmuştur. Bu kriz ekolojik istikrarsızlık, biyolojik çeşitliliğin azalması ve çevre kirliliği gibi küresel sorunları beraberinde getirmiştir.
Rusya ve Kazakistan’da nehir buzullarının ani erimesi sonucu insanlık tarihinde eşi görülmemiş su baskınlarının yaşanması, milyonlarca insanın yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalması, Dubai’de, Suudi Arabistan’da yaşanan aşırı hava olayları sonucu ortaya çıkan sel manzaraları iklim krizinin boyutlarını göstermesi bakımından önemlidir. Bu örnekler artık hepimizin iklim krizinin çıktılarıyla yüzleşmesi gerektiğini gösteriyor.
Bugün dünya kritik bir eşikten geçiyor ve bu kritik eşikte küresel ısınmayı 1,5 derece sınırında tutmak zorundayız. Bu hedefe ulaşmak için küresel emisyonların 2030 yılında yüzde 45 azaltılması, 2050 yılında ise net sıfıra ulaştırılması gerekiyor. İklim krizinden çıkışın şartsız ve koşulsuz tek yolu ise tüm insanlığın ve devletlerin iş birliği içerisinde doğa ile uyumu yeniden yakalamasından geçiyor” ifadelerini kullandı.
‘SIFIR ATIK, KIYMETLİ BİR ÇÖZÜM MEKANİZMASI’
Dünyanın kirlenmesinde ve iklim krizinde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla Türkiye’nin tarihi sorumluluğunun yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Kurum, “Buna rağmen ülkemiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tüm insani konularda olduğu gibi bu bağlamda da yeni sorumluluklar yüklenmeye devam etmekte, yaşanan sorunların çözümü için yeni enstrümanlar geliştirmektedir. Bundan tam 7 yıl önce Saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayeleri ve destekleriyle hayata geçirdiğimiz ‘Sıfır Atık Hareketi’ çok kıymetli bir çözüm mekanizmasıdır.
Sıfır Atık Hareketi insaf ile israf arasındaki çizgiyi tüm insanlığa yeniden hatırlatmış küresel bir enstrüman olarak tüm insanlığa hizmet etmektedir. Bugün Türkiye’nin diplomatik girişimleri ile 30 Mart, tüm dünyada Uluslararası Sıfır Atık Günü olarak kutlanmaktadır. Sıfır Atık, ‘Türkiye Yüzyılı’nın ekonomi politikalarında ihtiyaç duyulan bir kalkınma ve büyüme mekanizması, yeşil ekonomi modeli çerçevesinde geliştirilen finansal politikalar için yenilikçi bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım aynı zamanda yine üzerinde ısrarla durduğumuz Türkiye’nin ve şehirlerimizin iklim dostu yeşil dönüşümünün ne denli zaruri olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Tüm alanlarda ve sektörlerde gerçekleştireceğimiz yeşil dönüşüm ile bir yandan iklim uyumlu yaklaşımlar sergileyecek diğer yandan da küresel iklim değişikliği ve iklim kriziyle mücadele etmiş olacağız” dedi.
‘YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ GERÇEKLEŞTİRMELİYİZ’
Afet ve kriz çağına yeşil çözümler getiren yaklaşımlar ile doğayı restore edip, ‘Türkiye Yüzyılı’nda çevre odaklı yatırımlar yapmaya devam edeceklerini aktaran Kurum, “Yine yürüttüğümüz iklim diplomasisinin bir sonucu olarak 2021 yılında taraf olduğumuz Paris İklim Anlaşması ile doğal ekosistemlerin bütüncül bir anlayışla korunması için yaptığımız çalışmalara uluslararası alanda yeni bir ivme kazandırdık. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde ‘Türkiye Yüzyılı’nın iklim politikalarını belirledik.
Şehirlerimiz ve ortak evimiz dünyamız için ‘2053 Net Sıfır Emisyon’, ‘Yeşil Kalkınma’ hedeflerini ortaya koyduk. Bütüncül bir yaklaşımla ülkemizin tamamını kapsayacak iklim dostu yeşil dönüşümü gerçekleştirmeliyiz. Ancak yeşil dönüşüm çalışmalarında en önemli adım hiç şüphesiz İklim Kanunu’nun yapılmasıdır. İklim dirençli bir toplum ve ülke için tüm alanlarda ve sektörlerde çevre odaklı bir yaklaşım sergiliyor, milletimiz için ‘Türkiye Yüzyılı’nda bir güvence kaynağı oluşturuyoruz.
Bu güvencenin yasal dayanağı İklim Kanunu olacaktır. Ülkemizin ve tüm dünyanın ortak sorunu olan iklim değişikliği ile mücadele kapsamında çıkaracağımız İklim Kanunu ile tüm vatandaşlarımızın, gelecek nesillerimizin çevre ve iklim hakkını koruyacak, çevre ve iklim adaletini en güzel şekilde sağlayacağız. Dünyanın halen yaşanabilir bir yer olarak kalmasını sağlayacak son nesil olduğumuz bilinciyle 15 Mayıs Dünya İklim Günü’nün tüm sorunların çözümüne vesile olmasını temenni ediyor, gelecek nesillerin yaşam hakkı için tüm insanlığı harekete geçmeye davet ediyorum” açıklamasında bulundu.