AK Parti Bolu Belediye Başkan Adayı Doç. Dr. Muhammed Emin Demirkol, tvnet’e konuk oldu. Gökhan Pakkanlılar’ın moderatörlüğünü yaptığı Haber Merkezi programında soruları cevaplayan Demirkol, Bolu için tasarlanan projelerini anlatma fırsatı buldu.
Gökhan Pakkanlılar’ın programda sorduğu sorular ve AK Parti Adayı Demirkol’un verdiği cevaplar şu şekilde yer aldı;
Bolulu bir kardeşiniz olarak, AK Parti Bolu Belediye Adayı olarak karşınızdayım.
Sağlıkta fedakar sağlık çalışanlarımızla, ekibimizle beraber pandemi dahil 6 yıl boyunca Bolu’da sağlık müdürü olarak görev yaptım. Daha öncesinde başhekim olarak da çalıştım. Kendi memleketime sağlık alanında hizmet etmenin gerçekten haklı gururunu yaşıyorum. Alnımızın akıyla da görevimizi tamamladık ve teslim ettik. Sağlıkta fedakar sağlık çalışanlarımızla, sayın bakanımızın, Cumhurbaşkanımızın destekleriyle çok iyi bir noktaya geldik. Tabii memleketimizde de belediyecilik anlamında maalesef istenilen noktada olmamanın, olamamanın getirmiş olduğu üzüntüyü ben de bir vatandaş olarak Bolulu bir vatandaş olarak yaşıyorum. Sağlıktaki başarımızı belediyecilikte, oradaki sosyal hizmetlerde, ulaşımda, kentsel dönüşümde sağlıkla birlikte turizmde, sporda sanatta ortaya koymak istedik ve ekibimizle beraber bunun için yola çıktık. Bolu’yu hak ettiği yerin çok üzerine taşımak istiyoruz.
Bolu’da en önemli problemimiz ulaşım. Bir öğrenci şehriyiz. 32 bin öğrencimiz var.
Ev hanımlarımız, emeklilerimiz, memurlarımızla hep beraber yapmış olduğumuz istişarelerde, hem daha öncesinde yapmış olduğumuz istişarelerde en önemli problemin ulaşım olduğunu ve ulaşımla ilgili sorunun ivedilikle çözülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bununla ilgili toplu taşıma, trafik karmaşası, otopark sayısının yetersizliği gibi problemleri hızlı bir şekilde çözeceğiz. Bu bölgede maalesef kentsel dönüşümle ilgili hiçbir adım atılamadı. Bizim hızlıca sosyal konutları kentsel dönüşümle birlikte dirençli şehir haline getirme noktasında inşa etmemiz gerekiyor. Sanayi noktasında hızlıca istihdama katkı sağlayacak hareketliliği başlatmamız gerekiyor.
Bolu Belediyesi 5 yıldır maalesef sosyal medya belediyeciliğiyle yönetiliyor.
Atılan tweetlerle, ortaya konmuş olan kavgalarla, genel siyasetin tam göbeğinde bir Bolu görüyoruz. Genel siyaset tartışmalarının gündem olduğu Bolu’nun gerçek gündeminin çok uzakta kaldığı bir ortamda yaşıyoruz. Belediye meclis toplantılarımızın bir proje konuşulduğu, problemlerin çözümlenmesi noktasında faaliyet ve gayret içinde olunması gerektiği ortadayken maalesef skandallarla kavgalarla bir Bolu anılır oldu.
Biz Bolu’yu sosyal medyada akşam atılıp sabah silinden tweetlerle değil ortaya konmuş olan projelerle Türkiye’de ve uluslararası arenada doğal güzellikleriyle, tabiatın kalbi olan Bolu’da güzel projelerle anılsın istiyoruz. Bu anlamda da sosyal medyada gündem olan sosyal medya belediyeciliği yapmaya çalışan bir belediye değil, sosyal belediyecilik ki projelerimizin tam odağında halkı düşünen, hayatı kolaylaştıran bir belediyeciliği hayal ediyoruz tasavvur ediyoruz ve bu bağlamda da sosyal medya belediyeciliği değil, sosyal belediyecilik diyoruz.
Ben yaklaşık 10 yıldır Bolu’da sağlık alanında çalışıyorum. Birebir vatandaşlarımızın içindeyiz. Tam şehrin merkezindeyiz. Vatandaşlarımızla konuştuğumuzda, istişare ettiğimizde 5 yıllık süreç içerisinde belediyemizin çok fazla kaosun içinde, skandalın içinde ve kavganın içinde kalmasından çok rahatsızlar. Kimse Bolu’nun gündeminde de Türkiye’nin gündeminde de bu şekilde bulunmak istemiyor. Bolulu hemşehrilerimiz bu noktada artık 31 Mart’ı milat olarak görüyorlar, bir kurtuluş günü olarak görüyorlar. Gerçek belediyeciliğe, işte benim belediyem işte benim belediye başkanım zihniyetinin gönüllerinde yer aldığını bizleri samimiyetle kucaklamalarından görüyoruz.
Değişim istiyorlar, bu da çok net bir şekilde sahada görülüyor.
Üniversite öğrencilerimizi şehre para kazandıran bir grup olarak görmüyoruz.
Onlara geleceğe kazandırmamız gereken bir grup olarak görüyoruz. Öğrencilerimiz ulaşım noktasında çok sıkıntılılar. Bunun bir an önce toplu taşıma anlamında, ücretler anlamında çözülmesi gerektiğini söylüyorlar. Bizim belediye olarak burada sübvanse edip hat sahiplerinin de mağdur etmeden bir sistemi oturtmamız lazım. Birçok noktadan önemli noktalara hastane gibi önemli noktalara hattımız yok. Maalesef burada ulaşım en önemli sıkıntıları. Diğer problemleri de sosyal hayat. Beşten sonra kütüphaneler noktasında sıkıntımız var şehirde. Biz bu kütüphaneleri hızlı bir şekilde açacağız. Onların sosyal aktivitelerini kolaylaştırıcı, onları rahatlatıcı konserlerle, festivallerle ama sanatla da bilimle de entegre edilmiş bir sosyal hayat onlara vadediyoruz. Bu noktada gençlerimiz çok gayretliler. Bilim noktasında da üniversitemizde 16 fakültemiz var. Fakat bazı fakültelerimizin belirli eksikleri var. Kapsül 14 projesiyle de onların bilimsel çalışmalarını rahatlatıcı, sosyal hayatlarını rahatlatıcı planlamalar yapıyoruz. Bu bağlamda öğrenciler kendilerinin mutlu olacakları bir döneme girecekler. Onlarda da bu heyecanı görüyoruz. En önemli eksiklerden biri de şehrin biraz pahalı olması. Bu noktada konutlarla ilgili de yine esnafla ilgili de gerekli kolaylığı ve çalışmayı sağlayıp onlara yine ucuz bir kent olma vadimizi söylemek istiyorum.
Emeklilerimiz yaşlı çınarlarımız bizim için çok kıymetli. Burada onların tecrübelerinden faydalanacağımız projeleri yapmaya çalışacağız.
Yaşlı Sağlığı Merkezini yine Bolu’da sağlık müdürlüğünde ilk biz açmıştık ve şu an Bolu’da bir tane yaşlı sağlığı merkezimiz aktif çalışıyor.
Biz mahallelerimizdeki mahalle konaklarımızda çınar merkezlerimizi mutlaka açıp onların tecrübelerinden faydalanırken, onlara da sosyal hayata entegre edecek imkanlar sunmaya çalışıyoruz. Ayrıca onlara tanımlayacağımız vefa kartlarla belediyenin birçok imkanından indirimli veya ücretsiz faydalandırmaya çalışıyoruz. Onlar bizim için çok kıymetli. Tecrübelerinden faydalanacağımız, onların hayatlarını kolaylaştıracağımız ve mahalle kültürümüzde, evlatlarımızla onları buluşturacağımız projelerle de onları hayatın içinde tutmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda emeklilerimizin de başımızın üstünde yerini olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim.
Kadınlarımız çok önemli. Evde annelerimiz, eşlerimiz aslında toplumun en önemli noktası olan çocuklarımızın geleceğini hazırlıyorlar. Bu bağlamda onları rahatlatmak ve onların da istihdamına katkı sağlamak ve gelirlerini artırma noktasında gayretlerimiz var. Bir kere onlara istihdam oluşturucu mekanizmalar kurmak istiyoruz. Onların açacakları kooperatiflerde, proje destekleriyle, proje ofislerimizde ve kooperatif destek ofislerimizde belediyede her daim yanlarında olmak istiyoruz.
Organize sanayimiz var istihdam noktasında bazen işçi bulamadığı oluyor. Burada da ev hanımlarımız ve çalışmak isteyen anneler burada o organize sanayideki iş yerleri maalesef işte çalışma noktasında gerekli kolaylığı sağlayamıyor. Belediyede en önemli kolaylık onlar için kreş. Akşam mesai bitirdiğinde çocuklar okuldan geldiğinde maalesef oradaki boşlukta çocuklar herhangi bir yere bırakılamıyor. O sebeple çalışamayan çok fazla ev hanımı var. Biz bu bağlamda nöbetçi kreşlerimizle 7/24 yine rezervasyonla çalışan kreşlerimizle onların iş hayatına katılımlarını kolaylaştırmak istiyoruz. İhtiyaç sahibi anneler için gündüz kreşlerimizi hayata geçirmek istiyoruz. Onların evde ve mahalle konaklarında da üretime katkı sağlamalarını ve ürettikleri el işi ürünleri de belediye olarak satın alıp yine İstanbul, Ankara arasında çok önemli bir geçiş güzergahı olan Bolu’muzda yine tüm vatandaşlarımıza tüm müşterilerimizle buluşturmak istiyoruz. Bu bağlamda aile yaşam merkezini çok önemsiyoruz.
Kadınlarımız, çocuklarımızla birlikte akşam beşten sonra etüt merkezlerimizle aile yaşam merkezlerinde ve mahalle konaklarında çocukları güvenli alanda oynarken orada sosyal hayata katılsınlar istiyoruz. Ailelerin hem gelirlerini arttırmaya hem de giderlerini azaltmaya ve hayatın her safhasında var olan bir belediye olmaya çalışıyoruz.
Evet Bolu’muz da çok önemli 2 değerimiz vardır. Bolu’da bir Boluspor’umuz bir İzzet Baysalımız var. Şehrin hayırsever babası İzzet Baysal, Bolu’da birçok hayra vesile olmuş, hala devam eden bir vakıf çalışmasıyla onu da bu vesileyle rahmetle ve minnetle anıyoruz.
Boluspor’da Bolu’muzun diğer bir değeri hepimizin sahip çıktığı ortak nesnemiz. 1958’de yapılmış daha sonra birkaç defa tadilattan geçmiş ama depreme dayanıksız bir stadımız var, şehrin göbeğinde ve yeterli donanıma sahip değil. Boluspor’umuzun da belirli maddi sıkıntıları zaman içerisinde oluşabiliyor. Bugün yine sabah Gençlik Spor Bakanımız Sayın Osman Aşkın Bak ile beraberdik ve ondan da söze almış olduk. Bolu’muza 25 bin kişilik stadımızı kazandıracağız.
Sayın bakanımız da Bolu’ya gelerek bu müjdeyi bizzat kendisi vatandaşlarımıza, hemşehrilerimize vermek istiyor. Boluspor’umuzun da kendi ayakları üzerinde duracağı mali yapıya kavuşmasını istiyoruz. Boluspor stadıyla da inşallah Türkiye kupasının, Avrupa maçlarında oynandığı, yine spor turizminde birçok takımın geldiğinde turnuva yapabilecekleri, İzzet Baysal turnuvalarıyla Türkiye’de ve dünyada adını duyuracağımız bir Bolu olsun istiyoruz. Stadyumumuzda bu vesileyle Bolu’muza, memleketimize hayırlı olsun.
Türkiye’de en önemli dijitalleşmeyi sağlayan bakanlıkların en başında Sağlık Bakanlığı gelmekte. Biz de 8 yıl içerisinde Sağlık Bakanlığının dijitalleşmesinde fikrimizle çalışmalarımızla katkıda bulunmaya çalıştık. Belediyede maalesef şu an Bolu’da akıllı belediyecilik dediğimiz dijital belediyeciliğin maalesef % 5’i uygulanıyor. Biz şehre gelen turistlerin de şehirde yaşayanların da öğrencilerimizin de yine bütün halkımızın kullandığı bir dijital akıllı şehir hayal ediyoruz. Gelen turistin, misafirimizin tur destinasyonu yaptığı, yürüme parklarının, yürüme parkurlarının belli olduğu, bisiklet yollarının aktif olarak bu sistem içinde kullanıldığı, otobüs, toplu taşıma takiplerinin çok iyi yapıldığı ve şehrin her noktasının sistem üzerinden takip edildiği ve belediye olarak hayatı kolaylaştıracak bir dijitalleşme ve akıllı şehir olma hayalimiz var. Bununla da tüm vatandaşlarımızın toplu taşımadan otoparka kadar alışverişten yine turizmdeki bütün sektörlere kadar rahatlamalarını sağlayacak bir yazılım hayal ediyoruz. Bunu da en kısa sürede gerçekleştireceğiz.
Evet, bunu Bolu genelinde değiştirmeye ve oturtmaya çalışıyoruz. Ben de sonuç itibariyle Bolulu bir hemşehrileri olarak, siyasi nezaketimle, üslubumla bugüne kadar hep böyle geldim ve başarımı yine bu nezakete borçlu olduğumu düşünüyorum. Siyasete girdikten sonra da tüm Belediye Başkanı adaylarımıza her fırsatta başarılar diledim. Bu vesileyle sizin vesilenizle de başarılar dilemiş olayım.
Siyasi parti temsilcilerimize ve adaylarımızda bu süreçte ziyaretler yaptım. Yeniden Refah Partisi’ne, İyi Parti’ye ve Deva Partisi’nde ziyaretlerde bulunduk. Diğer partilerimizden randevularımızı istedik, il başkanımızla beraber ziyaret ediyoruz.
Sözümüzde özümüz de şu tek hedefimiz Bolu, tek nesnemiz Bolu, sadece Bolu diyoruz. 31 Mart seçimlerimizin, Bolu tarihinin en önemli yerel seçimlerinden biri olduğunu söylüyoruz ve bu seçimde de halkımızın iradesinin sandıkta en güzel şekilde tecelli edeceğine inanıyoruz. Kim bu sandıkta başarıya ulaşırsa ona hayırlı olmasını diliyoruz. Bütün teşkilatımızla ve bütün gönüllülerimizle halkımızla beraber onlara samimiyetle başarılar diliyoruz. Kavga ortamından uzak çünkü Bolulular kavga istemiyor sevmez kavgayı. Siyasi nezaketsizlikten uzak, birbirimize samimiyetle sarılarak sadece Bolu’muz var diyerek bir samimiyet içerisinde çalışıyoruz. Ziyaretlerimizde gayet güzel diyaloglarımız oldu. Her fırsatta kendileriyle konuşuyoruz. Seçim bittiğini de yine onlara sarılacağız, onlar da bize sarılacak. Bir mahallede yaşıyoruz. Bolu’muz çok güzel kavga ederek değil, sarılarak büyüyeceğiz.
Şehrimizin güvenli hale gelmiş olması sığınmacılarla ilgili bir sorun noktasında bizim düşüncemizdi. Fakat bu söylemler yani şu anki belediyenin yapmış olduğu söylemler, herhangi bir sığınmacı sayısını azaltmadı. Toplamda artış var. Ve Türkiye’de de yine Suriyeli sığınmacılar sayısında da Bolu’daki azalış diğerlerine göre daha az kaldı. Burada görüyoruz ki bu söylemler sığınmacıları azaltmıyor. Ortaya koyulmuş olan su faturalarının çok yüksekten alma, nikahlarda işte 100 bin TL gibi fiyat alma uygulamalarının hiç gerçekleşmediğini görüyoruz. Bunların şov amaçlı söylendiğini görüyoruz. Bu söylemler faydadan çok zarar getiriyor. Bunu söylemeyen, bunu konuşmayan illerin sayıyı daha çok azalttığını görüyoruz. Biz bu hassasiyeti en üst seviyede koruyacağız ve bu hassasiyetle birlikte sayının azalması için İçişleri Bakanlığımızla gerekli çalışmaları beraber yapacağız. Fakat çok söyleyip az iş yapmak ve bu noktada şova yönelik işler yapmak biz de mülteci sayısını azaltmadı. Turist sayısını azalttı ve ilimizde esnafların bununla ilgili ciddi sıkıntıları var. Biz turizm kenti olmak istiyoruz. Spordan sağlığa, turizmde yol almak istiyoruz. Fakat bu söylemlerin turizmi baltaladığını, turist sayısının azalttığını, Bolu’nun gelirini azalttığını görüyoruz.
Sığınmacı sayısını ise azaltmadığını, hatta artırdığını görüyoruz. O zaman biz az konuşup kimsenin onuruna dokunmadan çok iş yaparak bu sayıyı azaltacağız. Bu konuda hassasiyetimiz çok daha fazla. Bunu doğru yöntemlerle, insanoğlunun onurunu zedelemeden ama sonuç odaklı yapacağız ve 5 yıl sonra sayın nasıl azaldığını tüm Bolu halkımızda Türkiye’de görmüş olacak. Ama turist sayısının nasıl arttığını da tüm Bolulu hemşehrilerimiz sevinçle görecek inşallah.
Tabii şunu özellikle söylemek isterim. Bu 5 yıl içerisinde Bolu direklerle her yerin ışıl ışıl ışıklandırılmasıyla makyaj belediyeciliği gördü Maalesef her başarısızlıkta da acil kurtarma butonu olarak adlandırdığımız mülteci butonuna basıldı. Her başarısızlıkta bu ifade edildi. Bizim 5 yıl önce belediyemize teslim ettiğimiz 30 dönümlük arazimiz 400 konutla proje olarak açıklanmışken, şu anki belediye tarafından bu 400 konutun bu 5 yıl sonrasında yapılmadığını gördük. Oraya gittiğimiz zaman bu 400 konut yapılmazken bu arsanın satıldığını gördük. Şehir hastanesi ile ilgili ayrılmış bir alanda şehir hastanesi yapılması planlanırken bu arazinin de yine satıldığını gördük. Belediye arazi satmak için değil, arazi kazandırmak için gelir. Biz bu başarısızlıkların acil kurtarma butonlarıyla veya skandallarla üzerinin kapatılmasını istemiyoruz ve istiyoruz ki Bolu projelerle anılsın. 31 Mart’ta da Bolu halkımız projelerle anılan bir şehir olması noktasında iradesini ortaya koymuş olacak. Makyaj belediyeciliği ve sosyal medya belediyeciliği istemiyoruz. Mart seçimlerinin ilimize hayırlar getirilmesini ben temenni ediyorum. Bütün vatandaşlarımıza bu demokrasi şölenine vermiş oldukları katkılar için teşkilatımızda kapı kapı dolaşan bütün gönüllerimiz için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Sadece Bolu diyoruz ve Bolu halkıyla birlikte katılımcı bir şekilde ilimizi yönetmek istiyoruz. Ekiplerimizle birlikte güçlü kadrolarımızla birlikte Bolu bu 5 yılda adını projelerle en güçlü şekilde ortaya koyacak ve sizler de Bolumuzu güzel projelerle duyacaksınız diye sizle de söz vermiş oluyoruz.