Karar yazarı Mehmet Ocaktan, günümüzde ‘din tüccarlığı’ yapan bir grubun varlığına dikkat çekerek; Yalova Üniversitesi’nde bir öğretim görevlisinin şu sözlerine değindi: “Bu zat diyor ki: ‘Bir adam var, işi gereği çok geziyor. İstanbul, Ankara, Adana, Bursa geziyor adam, işi bu. Bu adamın İstanbul’da da evi var, Ankara’da da evi var. Buralarda gittiği yerlerde evlendiği hanımlar var. Gittiği zaman orada kalıyor. Bunların her biri onun meşru hanımı. Bu bir nikah. Bazen öyle olur ki Ankara’ya 3 ay, 5 ay uğrayamaz. Bu nikahı düşürmez. Meşru bir evlilik bu.’ Akademik unvana nasıl sahip olduğu bilinmeyen bu isim, katıldığı bir televizyon programında, deve idrarı içmenin şifalı olduğunu da söylemişti. Aslında bu tablo, üniversitelerimizin ilmi üretimde neden bir esamesinin okunmadığının da en önemli göstergesi.”
Son yıllarda üniversitelerde likayatın değil, ‘bizden olan’ kriterinin geçerli olduğunu ifade eden Ocaktan, camilerde de sayısız ‘hurafe’ üretildiğini şu sözlerle ifade etti:
“ Mesela hurafe tüccarlığı yapan hocalardan birisi vaazında camideki insanlara din üzerinden safsata pazarlarken aynen şunları söylüyor: ‘Size vereceğim bu duayı en az bin 200 kez okursanız İsrail’i etkisiz hale getirir. Bu duayı Aşure gününde 7 kez okursanız 1 yıl içinde ölme riski ortadan kalkar.’ Bu anlatılanların, rahmet dini olan İslam’la bir alakası olabilir mi? Ne yazık ki demokrasi kültürü içselleştirilemediği için otoriter savrulmalar yaşayan memleketin hali pür melali bu… Elbette umutsuzluğa düşmemiz gerekmiyor ama akademideki kalitenin her geçen gün irtifa kaybetmesi, camilerimizin İslam’ın izzetinden uzak bir takım hoca taslakları tarafından ideolojik mekanlar haline dönüştürülmesi yürek yaralayıcı bir durum. Hal böyle olunca liyakatsizliğin itibar kazandığı bir ortamda işimiz hiç kolay değil.”
Yazının tamamı